İHA nedir ve neden bu kadar gündemde?

İHA (insansız hava aracı), içinde pilot olmadan uzaktan komuta edilen veya otonom uçuş yapabilen, keşif, gözetleme, hedef tespiti, saldırı veya sivil amaçlı görevler için kullanılan hava platformudur. Hem askeri hem de sivil uygulamalarda esneklik, maliyet avantajı ve riskin insandan uzaklaştırılması gibi nedenlerle giderek daha fazla tercih edilmektedir.

Türkiye, yerli ve milli İHA projeleriyle dünya çapında dikkat çekerken, aynı zamanda çevresindeki çatışma bölgeleri nedeniyle hava sahasına giren yabancı İHA’larla da sık sık karşı karşıya kalmaktadır. Özellikle Karadeniz ve Marmara hattında artan İHA hareketliliği, bu sistemleri güvenlik gündeminin ilk sıralarına taşımıştır.

Karadeniz hattı ve Ankara semalarında düşürülen İHA’lar

Milli Savunma Bakanlığı’nın açıklamalarına göre, Karadeniz yönünden Türk hava sahasına giren ve kontrolden çıktığı değerlendirilen bir İHA, F-16 savaş uçakları tarafından takip edilmiş ve meskûn mahallerden uzakta, en uygun bölgede hava füzesiyle imha edilmiştir. Bu süreçte angajman prosedürlerinin adım adım uygulandığı, hedefin vatandaşların can ve mal güvenliği gözetilerek vurulduğu vurgulanmıştır.[2][4]

Söz konusu olay, başkent Ankara semalarına kadar ilerleyebilen bir İHA’nın radar sistemlerince zamanında tespiti ve takibi konusundaki tartışmaları da tetiklemiştir. Bazı siyasetçiler ve uzmanlar radar ağının yeterliliğini sorgularken, Milli Savunma Bakanlığı radar ve hava savunma sistemlerinin zafiyet içinde olmadığını, İHA’nın irtifa, sürat ve boyut gibi teknik özelliklerinin tespiti zorlaştırdığını belirtmiştir.[2][3]

İzmit’te bulunan Orlan-10 ve bölgesel güvenlik etkileri

Kocaeli’nin İzmit ilçesi kırsalında bulunan İHA’nın yapılan incelemeler sonucunda Rus menşeli Orlan-10 tipi olduğu açıklanmıştır. Orlan-10, Rusya tarafından keşif, gözetleme ve elektronik harp görevlerinde sıkça kullanılan, kamera ve sensörlerle donatılmış taktik bir insansız hava aracıdır; medyada yer alan bilgilere göre İzmit’te bulunan sistemin kamerasının çalışır durumda olması da bu rolü destekler niteliktedir.[3]

İzmit’teki bu olay, birkaç gün önce Karadeniz’den gelen ve F-16’lar tarafından düşürülen İHA vakasıyla birlikte değerlendirildiğinde, bölgedeki Rusya-Ukrayna geriliminin Türkiye hava sahasına yansımalarının somut bir göstergesi olarak öne çıkmaktadır.[2][3] Karadeniz’de ticari gemilere ve tankerlerine yönelik saldırılar, gölge filo tartışmaları ve karşılıklı vur-kaç operasyonları, hem denizde hem havada kontrolden çıkabilecek İHA ve füze sistemlerinin Türkiye için artan bir güvenlik riski doğurmasına yol açmaktadır.[2]

Türkiye’nin hava savunması ve İHA çağının dersleri

Hem Karadeniz hem de Orta Doğu ekseninde yoğunlaşan İHA kullanımı, Türkiye’nin hava savunma ve erken uyarı kapasitesini sürekli güncel tutmasını zorunlu kılmaktadır. Savunma yetkilileri, mevcut radar ve hava savunma ağının çalıştığını vurgularken, uzmanlar küçük ve düşük profilli İHA’ların tespitini iyileştirecek sensör, yazılım ve elektronik harp çözümlerine daha fazla yatırım yapılması gerektiğine dikkat çekmektedir.[1][3]

Bugün Türkiye’de “İHA” kavramı; yerli insansız hava araçlarının başarılarından, Rus menşeli Orlan-10 gibi sistemlerin ülke içine düşmesine, Karadeniz’deki jeopolitik çekişmelerden başkent semalarında devreye giren F-16’lara kadar uzanan geniş bir çerçevede ele alınmaktadır. İHA’lar artık yalnızca teknolojik platformlar değil, dış politika, savunma doktrini ve iç güvenlik gündemini şekillendiren stratejik araçlar haline gelmiştir.[1][2]