Baykar nedir ve neden gündemde?

Baykar, Türkiye’nin ilk milli insansız hava araçlarını geliştiren ve bugün savunma, havacılık ve ileri teknoloji alanlarında faaliyet gösteren özel bir savunma sanayi şirketidir. Bayraktar TB2, AKINCI, TB3 ve KIZILELMA gibi platformlarla hem Türk Silahlı Kuvvetleri’nin hem de dost ülkelerin envanterinde önemli bir yer edinmiştir.[3][4]

Şirket, 2000’li yılların başından itibaren tamamen yerli sermaye ve yoğun Ar-Ge yatırımlarıyla insansız sistemler geliştirmekte, komuta-kontrol, yapay zekâ ve sensör füzyonu gibi alanlarda da çözümler sunmaktadır.[3][4] Bugün Baykar, yalnızca bir SİHA üreticisi değil; çok katmanlı bir teknoloji geliştiricisi olarak Türkiye’nin savunma vizyonunun merkezinde konumlanmaktadır.

Bayraktar SİHA’lar ve KIZILELMA’nın etkisi

Bayraktar TB2, uzun havada kalış süresi, düşük işletme maliyeti ve hassas mühimmat entegrasyonuyla sahada kendini kanıtlamış, Türkiye’yi SİHA alanında dünya markası hâline getiren platformlardan biridir.[3][4] Bunu, daha yüksek irtifa ve daha ağır faydalı yüke sahip Bayraktar AKINCI takip ederek, hava kuvvetlerinin derin taarruz ve stratejik hedeflere angajman kabiliyetini güçlendirmiştir.[3]

Jet motorlu insansız savaş uçağı Bayraktar KIZILELMA ise düşük görünürlük, yüksek manevra kabiliyeti ve milli hava-hava füzeleriyle yürütülen testleriyle dikkat çekmektedir.[3][8] KIZILELMA ve TB3’ün deniz platformlarına entegre edilmesi hedefi, Türkiye’nin deniz aşırı harekât kabiliyetini insansız sistemler üzerinden güçlendirmeyi amaçlayarak, savunma doktrininde yeni bir sayfa açmaktadır.[3][8]

Baykar’ın nükleer enerji ve SMR adımı

Baykar’ın son dönemde öne çıkan en önemli hamlelerinden biri, küçük modüler reaktör (SMR) teknolojisi üzerinde çalışmaya başlamasıdır. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı’nın açıklamalarına göre şirket, 40 MW gücünde bir SMR ünitesi tasarlayan firmalar arasında yer almakta ve Türkiye’nin nükleer enerji vizyonuna özel sektör kanadından katkı sunmaktadır.[1][7][9]

Türkiye, 2050’ye kadar elektrik üretiminin %10–15’ini nükleer enerjiden sağlamayı ve bunun 5000 MW’lık kısmını SMR’lerden elde etmeyi hedeflemektedir.[1][7][9] Baykar’ın savunma sanayisindeki sistem mühendisliği birikimini bu alana taşıması, hem enerji arz güvenliği hem de yerli nükleer teknoloji geliştirilmesi açısından kritik bir adım olarak görülmekte; böylece şirket, savunmanın yanı sıra enerji teknolojilerinde de stratejik bir oyuncu hâline gelmektedir.