The Abandons nedir?
The Abandons, Kurt Sutter tarafından Netflix için yaratılan, 1850’ler Oregon’unda geçen bir Western aksiyon-dram dizisidir.[1] Hikâye, Jasper Hollow adlı kurgusal kasabada, farklı kökenlerden ailelerin topraklarını korumak için verdikleri ölümcül mücadeleye odaklanır.[1][3]
Dizinin merkezinde, dört yetimi evlat edinerek kendi ailesini kuran İrlandalı göçmen Fiona Nolan ile, kasabanın maden imparatorluğunu yöneten aristokrat Constance Van Ness’in çatışması yer alır.[1][2][5] Fiona’yı Lena Headey, Constance’ı ise Gillian Anderson canlandırır; bu ikili, dizinin Türkiye’de hızla trend olmasının başlıca nedenleri arasındadır.[5]
Konu, karakterler ve temalar
The Abandons, bir yandan klasik bir toprak kavgası anlatırken, diğer yandan aile, annelik, sınıf ve ırk meselelerini de işleyen çok katmanlı bir hikâye kurmaya çalışır.[1][2] Fiona’nın evlat edindiği yetimler – Elias, Dahlia, Albert ve Lilla Belle – hem kişisel travmaları hem de dönemin toplumsal baskılarıyla yüzleşmek zorunda kalır.[1][3]
Constance Van Ness ve ailesi ise kasabanın ekonomik kaderini belirleyen maden imparatorluğunun temsilcisidir.[3][5] Onların gözünde Jasper Hollow’daki topraklar sadece ekonomik bir kaynakken, Fiona ve komşuları için kimlik ve aidiyetin merkezidir. Bu çatışma, diziyi yalnızca bir Western olmaktan çıkarıp, güç, adalet ve “kimin bu topraklarda kalmaya hakkı var” sorusu etrafında dönen bir drama haline getirir.[2]
Türkiye’de ilgi ve eleştiriler
Dizinin Netflix’te yayına girmesiyle birlikte, Türkiye’de sosyal medya ve dizi platformlarında The Abandons hakkında yoğun paylaşımlar yapılmaya başlandı. Özellikle Lena Headey ve Gillian Anderson’ın aynı projede buluşması, Game of Thrones ve The X-Files/The Crown hayranlarının ilgisini çekti.[2][5] Western türünü seven izleyiciler, sert atmosfer ve dönem tasarımını öne çıkarırken; bazı kullanıcılar, hikâyenin ağır ilerlediği ve beklenen duygusal yoğunluğu yakalayamadığı yönünde yorumlar yapıyor.
Uluslararası eleştirmenler ise daha sert. Rotten Tomatoes ve Metacritic puanları, dizinin karışık veya ortalama altında tepkiler aldığını gösteriyor; birçok eleştiride, karakterlerin yeterince derinleştirilemediği, yan hikâyelerin dağınık kaldığı ve genel olarak daha önce pek çok kez izlediğimiz Western kalıplarının tekrarlandığı vurgulanıyor.[1][2][3] Buna rağmen, prodüksiyon kalitesi, set ve kostüm tasarımı ile iki başrolün performansı, hem yurt dışında hem Türkiye’de en çok övgü alan unsurlar arasında yer alıyor.[2][3]


