Türkiye'nin Nüfus Krizi

Türkiye'de nüfus artış hızı son otuz yılda dramatik bir düşüş yaşamıştır. 1990'da yüzde 2,1 olan oran, 2023'te binde 1,1'e kadar gerilemiş, son açıklanan verilere göre binde 3,1'e yükselmiştir. Prof. Dr. Afyoncu, bu durumu 'kabusa gidiyoruz' ifadeleriyle tanımlamış ve savaştan daha önemli bir tehdit olarak nitelendirmiştir.

Ülkenin yaşlanması da önemli bir sorun haline gelmiştir. Eğitim sürelerinin uzaması, şehirleşme ve refah seviyesinin artması gibi faktörler, doğum oranlarını olumsuz etkilemiştir. 2001'de 2,1 olan doğurganlık hızı, 2024'te 1,48'e düşmüş ve bu rakamın 2025'te daha da aşağıya ineceği öngörülmektedir.

Demografik Projeksiyonlar ve Küresel Konum

Afyoncu'nun paylaştığı verilere göre, Türkiye 2025'te dünyanın en kalabalık 50 ülkesi arasında 85 milyon nüfusla yer almaktadır. Ancak mevcut trendler devam ederse, Türkiye'nin nüfus sıralamasında 41'inci sıraya düşeceği hesaplanmıştır. Bu, ülkenin küresel ölçekte demografik ağırlığını kaybetmesi anlamına gelmektedir.

Genç nüfusun azalması, işgücü piyasası ve sosyal güvenlik sistemi üzerinde ciddi baskı oluşturacaktır. Afyoncu, eğer tedbir alınmazsa durumun daha kötüye gideceğini ve bunun gelecekte büyük sıkıntılar çıkaracağını uyarmıştır.

Çözüm Önerileri

Prof. Dr. Afyoncu, nüfus sorununun çözümü için çok yönlü bir yaklaşım önermiştir. Bunlar arasında kadınlara en az 2 yıl ücretli izin verilmesi, eğitim meselesinin çözülmesi ve devlet teşviklerinin artırılması yer almaktadır. Ayrıca, doğum oranlarını artırmak için sosyal hayatı destekleyici politikalar geliştirilmesi gerektiğini belirtmiştir.

Uluslararası göç açısından, Afyoncu Türk toplulukları arasından seçerek insan getirilmesini önermiştir. Özellikle Doğu Türkistan'daki Uygur Türklerine atıfta bulunan uzman, varlıklarını devam ettirme şansı kalmayan Türklerin Türkiye'ye göç etmesinin hem demografik hem de kültürel açıdan faydalı olacağını düşünmektedir.