Eski savcı Cengiz Çallı kimdir, neden tutuklandı?

Cengiz Çallı kimdir ve nasıl gündeme geldi?

Cengiz Çallı, uzun yıllar cumhuriyet savcılığı yapmış, ancak 2022 yılında meslekten ihraç edilmiş bir eski yargı mensubudur.[4][7] İsmi, özellikle avukat Rezan Epözdemir hakkında yürütülen rüşvet soruşturması ve bu dosyada sanık olarak yer almasıyla ülke gündeminin üst sıralarına taşındı.[4][7]

Soruşturma dosyasında, Çallı ile Epözdemir arasındaki maddi ilişkilere dair iddialar önemli yer tutuyor.[4][7] Savcılık, Epözdemir’in Çallı’ya o dönemki savcılık maaşıyla geri ödenmesi mümkün görülmeyen miktarlarda para aktardığını, bu durumun ise rüşvet mekanizmasının bir parçası olabileceğini ileri sürüyor.[4][7]

Yargılama süreci ve tutuklama kararı

Avukat Rezan Epözdemir’in “rüşvete aracılık etme” suçlamasıyla tutuklu yargılandığı davanın ilk duruşması Yargıtay 5. Ceza Dairesi’nde yapıldı.[3][5] Bu duruşmada, Epözdemir’in tahliye talebi reddedildi ve tutukluluk halinin devamına karar verildi.[3][5][6]

Aynı duruşmada, daha önce adli kontrol tedbiriyle serbest olan eski savcı Cengiz Çallı hakkında önemli bir gelişme yaşandı.[1][3] Yargıtay 5. Ceza Dairesi, adli kontrol hükümlerinin yetersiz kalacağı gerekçesiyle Çallı’nın tutuklanmasına hükmetti ve Çallı duruşma sonunda cezaevine gönderildi.[3][4][6]

Davanın etkileri ve kamuoyundaki tartışmalar

Çallı ve Epözdemir hakkında yürütülen yargılama, sadece bireysel bir rüşvet dosyası olarak değil, yargı içindeki ilişkiler ve yolsuzluk iddiaları boyutuyla da değerlendiriliyor.[4][7] Eski bir savcının, rüşvet soruşturmasında sanık sıfatıyla tutuklanması, yargıya duyulan güveni ve HSK ile yüksek yargı organlarının denetim mekanizmalarını yeniden tartışmaya açtı.[1][3][5]

Dava kapsamındaki iddialar, hem yargı mensuplarının mali ilişkilerinin şeffaflığı hem de yolsuzlukla mücadelede üst düzey isimlere uzanan soruşturmaların nasıl yürütüldüğü konusunda kamuoyunda yoğun bir merak ve kaygı yaratıyor.[5][6][7] Önümüzdeki duruşmalar, hem Çallı’nın hukuki sorumluluğunun netleşmesi hem de yargı sistemine yönelik yapısal eleştirilerin derinleşmesi açısından belirleyici olacak.