Barış Terkoğlu kimdir ve neden gündemde?
Barış Terkoğlu, Türkiye’de özellikle yargı, güvenlik bürokrasisi ve siyaset arasındaki ilişkileri mercek altına alan araştırmacı gazeteci kimliğiyle tanınmaktadır. Cumhuriyet gazetesindeki köşe yazıları ve televizyon programlarındaki değerlendirmeleriyle, iktidarın politikalarını ve yargı pratiklerini somut dosyalar üzerinden eleştirir.
Daha önce de çeşitli davalar ve soruşturmalarla karşılaşan Terkoğlu, ifade ve basın özgürlüğü tartışmalarının simge isimlerinden biri haline gelmiştir. Bugün ise hem kendisine açılan yeni davalar hem de ifşa ettiği uyuşturucu soruşturmaları ve itirafçı beyanları nedeniyle yeniden kamuoyunun yoğun ilgisi altındadır.
Yargı süreçleri, ertelenen duruşmalar ve ifade özgürlüğü
Terkoğlu hakkında açılan en güncel davalardan biri, Cumhuriyet’te yayımlanan “Kartalkaya dosyasından gelen koku” başlıklı yazısı nedeniyle yürütülmektedir. İstanbul Adliyesi’nde görülen ilk duruşmada, asıl hâkimin izinli olması gerekçesiyle dosya neredeyse hiçbir usuli işlem yapılmadan açılıp kapatılmış ve duruşma beş ay sonraya ertelenmiştir.
Dava, Bolu Cumhuriyet Başsavcısı’nın şikâyeti üzerine başlatılmış; iddianamede yazı ve aynı gün yapılan televizyon konuşması nedeniyle Terkoğlu’na “basın yoluyla iftira” ve “zincirleme hakaret” suçlamaları yöneltilmiştir. Uzun duruşma aralıkları ve usul tartışmaları, özellikle basın ve ifade özgürlüğü kapsamındaki dosyalarda yargılamanın bizzat bir baskı aracına dönüştüğü eleştirilerini güçlendirmekte ve Terkoğlu’nun dosyasını, bu açıdan sembolik hale getirmektedir.
Uyuşturucu soruşturmaları, itirafçı iddiaları ve siyasi tartışmalar
Son dönemde Terkoğlu’nun en çok konuşulan çalışmalarından biri, Mehmet Akif Ersoy merkezli uyuşturucu soruşturmasına ilişkin itirafçı beyanlarını kamuoyuna taşımasıdır. Yayınlarında, kazanın arka planına, iddia edilen bağımlılık boyutuna ve süreçte ortaya atılan sahte ticari ilişkiler, yargı bağlantıları, mal varlığı artışları ile bazı tanınmış isimlerin rolüne ilişkin ağır iddiaları detaylı biçimde aktarır.
Bu yayınlar sırasında eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun adının da anılması, siyaseti doğrudan ilgilendiren sert bir polemiğe yol açmıştır. Soylu, Terkoğlu’nun aktardığı iddialara karşı “ismim üzerinden lekeleme ve istismar” yapıldığını savunarak sert bir açıklama ile yanıt vermiştir. Böylece Terkoğlu’nun gazeteciliği, yalnızca adli bir dosyanın ötesine geçip iktidar–yargı–medya ilişkilerinin yeniden tartışıldığı bir zemin yaratmış; uyuşturucu dosyaları üzerinden yürüyen bu tartışma, kamuoyunun yolsuzluk, suç ekonomisi ve siyasi sorumluluk konularındaki hassasiyetini artırmıştır.


