Hayat Hikayesi ve Müzik Eğitimi

Ahmet Özhan, babası polisten dolayı çocukluğunu farklı illerde geçirmiş, aslen Bulgaristan Silistre kökenli bir aileden gelmektedir. Müziğe olan ilgisi erken yaşta başlamış, Emin Ongan gibi üstatlardan eğitim almıştır. 1968'de Bebek Belediye Gazinosu'nda ilk profesyonel sahnesini yapmış, 1970-80'li yıllarda klasik Türk müziğiyle popüler olmuştur.[1][3]

Eğitimini İstanbul Belediye Konservatuarı ve Üsküdar Musiki Cemiyeti'nde tamamlayan Özhan, plak, kaset ve CD'lerle zengin bir diskografi oluşturmuştur. Muzaffer Ozak ile tanışması tasavvuf müziğine yönelmesini sağlamış, bu alanda öncü çalışmalar yapmıştır.[3][6]

Ailesinin mübadele dönemi göçüyle Eskişehir'e yerleşmesi, babasının polislik mesleği hayatına şekil vermiştir. Bugün sahne ve maneviyat arasında yarım asırlık bir köprü kuran Özhan, Türk kültürünü beş kıtada temsil etmiştir.[5]

Kariyer ve Önemli Başarılar

TRT'de radyo sanatçılığı sonrası 1991'de İstanbul Tarihi Türk Müziği Topluluğu'nu kuran Özhan, genel yönetmen ve solist olarak emekli olana dek görev yapmıştır. Âteş-i Aşk gibi tasavvuf albümleri, padişah bestecileri içeren eserler ve Rüya albümüyle ödüller kazanmıştır.[1][2]

Singapur Asya Müzik Festivali'nde Türkiye'yi temsil etmiş, yurt içi ve dışı yüzlerce konserde sahne almıştır. Hacı Arif Bey gibi müzikal belgesellerde rol almış, televizyon programlarında yönetmenlik ve sunuculuk yapmıştır.[3]

Güncel etkileri arasında Konya TYB etkinlikleri ve Mevlana İhtifalleri'nde 45 yıllık kesintisiz katılımı yer alır. Devlet sanatçısı unvanı ve fahri doktora ile tescillenen kariyeri, Türk müziğinin geleceğine ilham vermektedir.[2][9]

Tasavvuf Müziği ve Güncel Etkileri

80'li yıllardan beri tasavvuf müziğini sahnelere taşıyan Özhan, Halvetiyye Cerrâhiyye kolunun 22'nci postnişini olarak 2022'de önemli bir manevi makama yükselmiştir. Vakıf başkanlığıyla folklor ve musikiyi yaşatmaktadır.[4][6]

Bugün de klasik ve tasavvuf müziği ritüellerini ayakta tutan sanatçı, İstanbul Festivali ve Konya etkinliklerinde aktif rol alır. Genç nesillere ilham veren çalışmaları, Türk müziğinin manevi boyutunu güçlendirmektedir.[3][9]

2025 itibarıyla konser ve vakıf faaliyetleriyle etkisini sürdüren Özhan, sahne ile tekke arasındaki bağı temsil eder. Ödüllü kariyeri, Türk sanatının uluslararası tanıtımına katkı sağlar.[5]