Vergi yüzsüzleri listesi 2025 nedir?
Vergi yüzsüzleri listesi 2025, Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından 5 milyon TL ve üzerinde kesinleşmiş vergi ve ceza borcu bulunan mükelleflerin kamuoyuna ilan edildiği resmi tabloyu ifade ediyor. Defterdarlıklar, bu listeleri hem GİB’in internet sitesi üzerinden yayımlıyor hem de vergi dairelerinde herkesin görebileceği şekilde ilan panolarına asıyor.
Uygulama; vergi kaybını önlemek, yüksek borçlu mükellefleri teşhir ederek caydırıcılık sağlamak ve vergisini düzenli ödeyenlerle ödemeyenler arasındaki adalet algısını güçlendirmek amacıyla yürürlüğe konuldu. 5 milyon TL eşiği, hem gerçek kişiler hem de tüzel kişiler için geçerli olup, sınırı aşan tüm mükellefler isim ve tutar bazında listelerde yer alıyor.
Zirvede kimler var? 2025 listesinin ön planı
2025 vergi yüzsüzleri listesinde özellikle tütün ve sigara sektöründe faaliyet gösteren bazı şirketler milyarlarca lirayı bulan borçlarla zirveye yerleşmiş durumda. El konulan veya kayyum atanan bazı holdinglere bağlı şirketlerin kara para aklama ve nitelikli dolandırıcılık gibi suçlamalarla gündeme gelmesinin ardından, şimdi de yüksek vergi borçları nedeniyle bu listelerin ilk sıralarında yer aldığı aktarılıyor.
Listede büyük sanayi ve enerji şirketlerinin yanı sıra, Uzan ailesi ve aileye ait şirketler, FETÖ bağlantılı kişi ve kurumlar ile Çiftlik Bank davasındaki şirketler de dikkat çekiyor. Cem Uzan ve Kemal Uzan gibi isimlerin 1 milyar TL’yi aşan borçlarla öne çıkması, vergi borcu ile adli süreçlerin iç içe geçtiğini gösterirken, kamuoyunda ‘devlet tahsilat baskısını artırıyor’ yorumlarına yol açıyor.
Belediyeler, etkiler ve vergi adaleti tartışması
2025 listesinde belediyeler ve belediye iştiraklerinin adlarının geçmesi, vergi yüzsüzleri tartışmasına yeni bir boyut ekliyor. Özellikle büyükşehirlerin bazı ilçe belediyelerinin ve bunlara ait şirketlerin yüksek tutarlı borçlarla listede bulunması, kamu kurumlarının da mükellef gibi denetlenmesi gerektiği yönündeki talepleri güçlendiriyor.
Bu kapsamda vergi yüzsüzleri listesi, sadece özel sektör ve bireyleri değil, kamu yönetimini de şeffaflık ve hesap verebilirlik ekseninde baskı altında tutan bir mekanizma haline geliyor. Vatandaş tarafında ise, ‘vergisini zamanında ödeyen dürüst mükelleflerin korunması ve kayıt dışılıkla gerçekçi mücadele’ beklentisinin sembolik bir göstergesi olarak görülüyor; buna karşılık, bazı çevreler isim isim teşhir uygulamasının kişilik hakları ve itibar açısından tartışmalı olduğuna dikkat çekiyor.


